Davos’ta iki önemli gündem var. Bunlardan biri kutuplaşmış bir dünyada işbirlikleri. Pandemiden çıktıktan sonra dünya önemli zorluklarla karşı karşıya. 1980’den beri görülmemiş enflasyon, Ukrayna savaşının tetiklediği güç krizi ve 2023’e ilişkin ekonomik durgunluk beklentisi dünyanın her bölgesinde hakim oldu.
İkinci gündem maddesi ise yapay zekaydı. Yapay zeka avukattan doktora birçok mesleği yok edip insanlığı büyük bir felakete mi sürükleyecek yoksa hizmet ve hizmetlere erişim maliyetini sıfıra indirip tüm dünyayı büyük bir refah düzeyine mi getirecek? Bu iki ucun ortasında tartışmalar vardır. Yapay zekayı nasıl uygulamalı ve düzenlemeliyiz? Yapay zekadan doğacak zenginliği ve gücü nasıl paylaşmalıyız?
Bu bağlamda Dünya Ekonomik Forumu’nda tartışılan alanlardan biri de Çin’in yapay zekaya yaptığı yatırımlar ve buna karşı Batı’nın aldığı önlemler. Batı bir yandan kendi teknoloji şirketleriyle düzenlemeleri uygulamaya çalışırken, diğer yandan Çin’in kendi güvenliği için Batılı teknoloji şirketlerini satın almasını yasakladı.
Bu alanda da çalışmalarımıza devam ediyoruz. Türk Patent Enstitüsü’nün de patentini aldığı bir rota optimizasyonu uygulamamız var. Gerçekten derin makine öğrenimi ve yapay zeka ile kuryelerimizin kat ettiği mesafeyi yüzde 8-10 oranında azalttık. Yapay zekaya yaklaşımımız, teknolojinin yıkıcı değil, yapan gücüne inanmak olmuştur.
Öncelikle e-ticaret tarafındaki düzenlemelerden bahsetmek gerekiyor. Serbest piyasa ekonomisinin sağlıklı işlemesi için düzenlemelere ihtiyaç vardır. Ben özgür ve liberal ekonomiye inanan bir insanım. Liberal ekonomide düzenleme yok diye bir şey yoktur. Düzenlemenin olmadığı yerde adalet olmaz, şeffaflık olmaz, adil rekabet olmaz, tekelleşmeye masraf olmaz.
Hem biz hem de yabancı yatırımcılarımız yasayı destekliyoruz. All Here’s yatırımcılarının arasında dünyanın en büyük yatırımcıları var. Yabancı yatırımcıların ilgisini çekecek, piyasayı daha şeffaf ve adil hale getirecek, küçük oyuncuların büyümesini sağlayacak bir yasa görüyor ve destekliyoruz.
